Cerrahi Sonrası Gelişen Hasarlar

Cerrahi Sonrası Hasarlar

Hastaların rahatsızlıklarına göre uygulanan cerrahi girişimler neticesinde bir takım komplikasyonlar oluşabilmektedir. Bu tür komplikasyonlara cerrahi sonrası hasarlar da denir. Yapılan cerrahi girişim ve müdahaleler neticesinde ortaya çıkan istenmeyen durumlar genellikle ameliyatta iyileşmeye yönelik dokuların alınması ya da organ bütünlüğünün bozulmasına yönelik oluşan tablolardır.

Özellikle omurga cerrahileri, zorunluluk hallerinde en son tercih olarak yapılır. Cerrahların hastaları değerlendirmeleri sonrasında omurga ve omurilikte sıkıntılı durumun giderilmesine dayanır. Genellikle disk (fıtık) cerrahileri yaygın olarak yapılmaktadır. Boyun ve bel fıtıklarının cerrahilerinde zaman zaman implant kullanımı gerekmektedir. İmplant kullanımları sorunlu bölgede omurları bir birine stabilize etmek için kullanılır. Kemikler zaman içerisinde kaynadıktan sonra fonksiyonları bitmiş olur. Kişiye sosyal yaşantısında sıkıntı yaratmıyorsa çıkarılmaz. Eğer yaratıyorsa yeni bir ameliyat programı ile çıkartılabilir.

Modern omurga kaynaştırma cerrahi tekniklerinden en çok rastlanan risk, cerrahiyi takiben bel ağrısı semptomlarının hafifletilmemesidir. Her durumda en iyi ihtimalle, bu risk omurga füzyon cerrahisinde en az %20’dir. Bu sonucun olasılığı, üç veya daha fazla seviyedeki füzyonlarla daha da sıklaşır. Bu sonuç genellikle “başarısız omurga cerrahisi sendromu” olarak anılır.

Cerrahi Sonrası Hasarlar
Cerrahi Sonrası Hasarlar

Psödoartroz adı verilen, omurların ameliyat sonrasında birbirine yapışmayacağı bir risk söz konusudur. Modern teknikler omurga füzyon cerrahisinde yaklaşık %5 ile %10 arasında gerçekleşir.

Tıbbi literatürde, sigara tüketen başarılı omurga kaynaşma oranının daha düşük olduğunu iyi belgelemektedir. Eğer pedikül vidaları kullanılmışsa, vidaların kırılma veya gevşemesine bağlı, kaldırma veya vida çubukların revize etmek için yeniden ameliyat gerekebilir, bu süreçte de bir takım riskler vardır.

Cerrahi sonrası gelişen yaygın hasarlar nelerdir?

Cerrahi sonrası hasarlar çeşitli olabilir. Burada bazılarına örnek verilebilir:

  1. Enfeksiyonlar: Cerrahi işlem sonrası enfeksiyon riski vardır. Bu enfeksiyonlar genellikle yara enfeksiyonu veya idrar yolu enfeksiyonu gibi lokalize enfeksiyonlar olabilir, ancak daha ciddi durumlarda septisemi gibi sistemik enfeksiyonlar da oluşabilir.
  2. Kanama: Cerrahi işlem sırasında veya sonrasında kanama meydana gelebilir. Bu durumda, hastanın kanama durdurulmalı ve kan kaybı kontrol altına alınmalıdır.
  3. Yara iyileşmesi problemleri: Cerrahi işlem sonrası yara iyileşmesi sorunları meydana gelebilir. Bu sorunlar genellikle yara açılması, yara yeri enfeksiyonu ve yara yeri hassasiyeti şeklinde olabilir.
  4. Anestezi problemleri: Cerrahi işlem sırasında kullanılan anestezi, bazı hastalarda solunum problemlerine veya diğer yan etkilere neden olabilir.
  5. Tromboz: Cerrahi işlem sonrası tromboz riski artabilir. Bu durumda, hastanın kan pıhtılaşması engellenmeli ve tromboz önleyici tedbirler alınmalıdır.
  6. Organ hasarı: Bazı cerrahi işlemler, özellikle kalp, akciğer ve karaciğer cerrahisi gibi karmaşık operasyonlar, organ hasarına neden olabilir.

Cerrahi sonrası gelişen hasarlar nadir görülen istisnai durumlar olsa da, cerrahi işlemi yapan uzman doktorun cerrahi işlem öncesinde hastayı bilgilendirmesi ve uygun önlemleri alması gerekmektedir.

Cerrahi sonrası hasarlar nasıl en aza indirilir?

Fizik tedavi rehabilitasyon programlarına mümkün olan en erken zamanda başlamak gereklidir. Cerrahide bir takım komplikasyonlar oluştuysa muhtemel sinir hasarları da beraberinde gelebilmektedir. Tabi bu sinir hasarları cerrahiye geç kalındıysa eğer bir komplikasyon olmaktan çıkmaktadır. Komplikasyonlar genellikle ameliyat sırasında gerçekleşen ve istenmeyen kazalar olarak nitelendirilir. Bir vakanın gecikmiş olması ile birlikte (özellikle fıtık) ameliyatta sinir kılıfının hasar görmesi normal karşılanır. Çünkü fıtık sinire uzun süreli bası yaparak sinir kılıfına tutunmuş (yapışmış) olmaktadır. Bu gibi durumlarda ise ayaklar için düşük ayak, kollarda ise düşük el tablosu ile karşılaşılmaktadır.

Uygulanacak idiomotorik çalışma ve ciddi nörolojik rehabilitasyon programları ile hareket kabiliyetleri geri kazanılabilmektedir. Böylece sinir hasarlarındaki iyileşme oranı da hızlanmaktadır.

Özellikle gelişen ve sık rastlanılan durumların başında gelen düşük ayak sendromu, erken dönemde ve erken rehabilitasyonlarda ortalama 3-8 aylık bir periyotta iyileşme elde edilebilmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken durum ise sinir hasarının boyutu ve uygulanacak rehabilitasyon programlarıdır.

Periferik sinirlerde gelişen cerrahi hasarlar

Genellikle travmatik olarak karşılaşılan bu durumlarda sinir ya kaza sonrası sıkışmaya bağlı ya da kesici-delici alet hasarlarına karşı ortaya çıkmaktadır. Travmanın bölgesi ve sinirin aldığı hasar boyutu önem arz etmektedir. Periferik sinir hasarlarında sinir bütünlüğü kopmuş ise gerekli cerrahi girişim (anastomoz) ile sinir uçları bir birine dikilir. Uç uca dikilen sinirlerin hepsinin bir birine anatomik olarak denk gelmesi mümkün değildir. Bu nedenle kişi bazı kaotik durumlarla karşılaşabilir. Bunlar hareket noktasında üşüme, yanma, uyuşma, karıncalanma ve elektrik çarpması gibi hislerdir. Zaman zaman şiddetli ağrı tabloları da olmaktadır. Nörolojik rehabilitasyon ajanları ile sinir sistemindeki EMG akışına yön verilerek EMG yolları yeniden oluşturulabilir.

Benzer Gönderiler