Ergoterapi

Ergoterapi

Ergoterapi, el becerisi olarak adlandırılır. Felç sonrası el hareketlerinin bilişsel olarak yeniden kazandırılmasına dayalı rehabilitasyon yöntemidir. Bu bilişsel çalışmalar Alman ekolünde “Ergoterapi” olarak adlandırılır. Amerikan ekolünde ise “Occupational Therapy” olarak adlandırılmaktadır. Felç tedavilerinde el motor hareketlerin geri kazanılması öncelikle omuz ve dirsek hareketlerinin kazanılmasına bağlıdır. Eğer ki eklemlerde spastisite yoksa motor hareketlerin geri kazanımı hızlı olabilmektedir. Ancak spastisite başlamış ise öncelikle spastiyeye dönük gevşetme egzersizleri yapılmalıdır. Özellikle dirsek el bilek eklemlerinde yoğun spastisite gelişmiş kişilerde botoks uygulamaları da egzersize katkı sağlamaktadır.

Tedavinin tamamlanma aşamasında ulaşılmak istenen seviyenin oturtulması ve hareketlerin devamlı yapılabilir hale getirilmesi için yürütülen ergoterapi çalışmalarında kalıcı bir iyileşmenin sağlanmasıdır. Beynimizde canlılığı korunmuş alanların el ile ilgili faaliyetleri yeniden üstlenebilirler. Belirli sürede ve sayıda antrenman ve çalışma ile beyindeki sağlıklı alanlar bu işi yapmak üzere programlanmıştır. Çalışmalar başarılı bir şekilde kurulabilir ve kalıcı olarak yer edebilir. Sanki daha önce hiç felç olmamış gibi hareketler yeniden öğrenilebilir. Bu çalışmalar sırayla Nörolojik rehabilitasyon çalışmaları ve Mentamove Rehabilitasyon çalışmaları ile başarıya ulaşabilir. Mentamove rehabilitasyonu kullanılmadan aynı egzersizlerin tekrar edilmesi beyinde kalıcı olarak programlanmasını sağlar.

  • ergoterapi ile ince hareketlerin tekrarı
  • istenen becerinin antrenman edilmesi

Ergoterapi uygulamalarında dikkat edilmesi gerekenler

Ergoterapi yapılması hedeflenirken öncelik verilmesi gereken çalışmalara başlarken göz önünde bulundurulması gereken nokta olgunun gözle görülür derecede minimal de olsa yapabildiği hareketlerdir. Bu hareketlerin geliştirilmesine ve bunların öğretilmesine bakılmalıdır. Kalem tutmayı bilmeyen bir kişiye yazı yazdırma egzersizlerinin yaptırılmaya çalışılmaması gerekir. Önce kaba da olsa kalem tutmayı öğretmek gerekir. Bu doğrultuda yine nesne tutmaya alıştırılması için büyük nesnelerden başlanarak giderek küçülen nesnelere geçiş yapacak şekilde egzersiz programlanmalıdır. Ergoterapiye geçiş yaparken omuzdan ele doğru seyreden bir program seçilmelidir. Bu gibi durumlarda ilk hareketi başlatan nokta omuzdur. Daha sonra dirsek, daha sonra el bileği, daha sonra ise el parmaklarıdır.

Ergoterapi çalışmalarında, gözler açık ancak objelerin görünmeyeceği şekilde ya da kapalı göz ile nesneleri ve davranışları görmeden yaparak öğrenmesi daha etkilidir. Göz bandı ile gözleri kapatmak suretiyle bir kutu içerisinde objelerin tanımlanması veya birbirine geçkin lego gibi objelerin montajlanmasını sağlamak beyinde düşünsel aktivitenin artmasına neden olmaktadır. Bu şekildeki rehabilitasyon ajanları ve Rehabilitasyon yöntemleri ile yapılan çalışmalar Nöroplastisiteyi tetiklemektedir.

Ergoterapi
Ergoterapi

Mental Training Esasları

Ergoterapi de bilişsel hareketin kazanımı

İnsan beyni düşünerek hareketleri ve komutları vücudun gerekli noktalarına gönderir. Böylece hareket kavramı devreye girer. Düşünce olmadan yapılan hareketler otomatikleşmiş kazanımlardır. Ya da doğuştan gelen davranışlardır. Örneğin otomatikleşmiş olarak sağ elini kullanan birisinin sol eli ile yazı yazmasını yeniden öğrenmesi hedefleniyorsa yine bilinçten başlanmalıdır. Sağ el kullanımı, programlanmış ve otomatik hareket başlangıç biçimi olarak devreye girmektedir. Hareketin düşünsel mi ya da otomatik mi olduğunun belirgin kavramı, hareketin yapılması istendiğinde ilk davranış biçimi ile belirlenir. Ancak bunun yanı sıra sol el ile yazı yazma eylemine girişmemiz istendiğinde, beyin öncelikle bunu reddeder.

Otomatik olarak bu kaostan nasıl kurtulacağını hesaplamaya başlar. Kaostan kurtulmanın en kolay yolu ise sağ elin devreye girmesidir. Bu eylemi gerçekleştirmek ve sol el kabiliyetini kazanmak için mutlaka üzerine gidilerek hareketlerin öğrenilmesi gereklidir. Başlangıcı zor olacaktır ama ilerleyen dönemlerde kabiliyet kazanımları yazı yazma biçiminin değişmesi ile ortaya çıkacaktır. Başlangıçta daha çarpık olan yazı biçimi artık düzelmeye ve daha okunaklı hal almaya başlamıştır.

Otomatik hareketlerde, beyin yapacağı hareketi düşünmez ve sağ elini kullanan birisi bunu hiç düşünmeden kaleme sağ elli ile uzanır. Ancak düşünsel aktive gerektiren ve amaçlanan hallerde ise kişinin sol eli ile kaleme uzanması onun düşünsel aktivite ile harekete geçtiğinin göstergesidir. Bu biçimde süreklilik kazanan davranışlarda beyin düşünsel aktivite ile hareket eder.

Düşünsel aktivite de ise bir hamle yapmanın şeklini değiştirmek istediğinizde “düşünceyi” devreye sokmak zorundasınız. Yoksa hareketi yaparken başarılı olmak zordur. Beyinde; bilinçli halde yapılan antrenmanlar ne zaman rutin yapılır hale gelirse, o zaman öğrenilmiş hareket otomatik davranış biçimi kazanırlar. Bir hareketin beyinde tamamen yer etmesi için 17.000 defa yapılmış olması gereklidir. 17.000 defa tekrar edilen bir hareket kalıcı hale gelir. Rehabilite edilen hastalarda kalıcı hareketlerin yapılabilir olduğunu bilmekteyiz. Bunların nasıl geliştirileceği konusundan gerekli bilgilendirmeleri ve yönlendirmeleri yapmalıyız. Çalışmalarda zihinsel çalışmaların önemini vurguluyoruz.

Benzer Gönderiler